Obezite Yönetiminde Başarı: Vitamin ve Mineral Desteği

 

Yazar: Dyt. Hande Aldemir

Obezite denince akla ilk olarak aşırı beslenme gelse de, yetersiz beslenme de obezitenin önemli ve sıklıkla göz ardı edilen bir yönüdür. Obez bireyler, yetersiz ve aşırı beslenmenin bir arada olduğu iki uçlu bir beslenme zorluğu ile karşı karşıya kalırlar. Bu bireylerin diyetleri genellikle enerji açısından yüksek, ancak vitamin ve mineraller bakımından yetersiz besinlerden oluşur.

Obeziteye yönelik çözümler ararken, vitamin ve mineral eksikliklerinin önemini göz ardı etmek, süreci yalnızca daha uzun ve zorlu hale getirir. Bilimsel kanıtlar, vitamin ve mineral eksikliklerinin obezitenin gelişimine katkıda bulunduğunun altını net bir şekilde çizmektedir. Özellikle demir, çinko, magnezyum, potasyum, selenyum ve A, C, E ve D vitaminleri gibi çeşitli mikro besin eksiklikleri ile obezite arasında doğrudan bir bağlantı olduğu bilinmektedir.

Başarılı bir kilo yönetimi süreci için, vitamin ve mineral eksiklikleri dikkatle takip edilmelidir. Çünkü bu eksiklikler sadece basit bir yetersizlik olmaktan öte, yağ ve karbonhidrat metabolizması üzerinde obezitenin artmasına katkı sağlayan birçok biyolojik süreçte rol oynamaktadır.

Vitamin-mineral eksiklikleri tamamlanırken, bireyin obezitenin getirdiği metabolik değişimlerle değerlendirilmesi unutulmamalıdır. Artan beden kütle indeksi ve yağ dokusu, suda çözünen vitaminlerin atımının fazla olmasına neden olduğu gibi yağ dokuda çözünen bazı vitaminleri izole edebilmektedir. Obez bireylerin çoğunlukla daha düşük serum D vitamini seviyelerine sahip olması bu durumun bir örneğidir.

Aynı zamanda değişen metabolik koşullar genellikle kombine mikro besin eksikliklerine neden olmaktadır. Yapılan çalışmalarda, her 10 obez bireyden 4'ünde 3 veya daha fazla vitamin-mineral eksikliği olduğu gözlemlenmiştir.

Sonuç olarak, obezite yönetiminde başarılı olmak ve süre gelen kısır döngüyü kırmak için vitamin ve mineral eksikliklerinin giderilmesi büyük önem taşır. Bu durum, sağlıklı bir birey profiline ulaşmak için olduğu kadar, obezitenin biyolojik süreçler üzerindeki etkilerini azaltmak için de kritiktir.